Kiracılar ve hakları

Kapitalist serbest piyasa ekonomisinin bir sonucu olarak kiracılar kanun hükümleri dışında yalnızlaştırılmış durumda. Bir yerdeki kira veya satış bedelinin nasıl belirlendiği veya neye göre arttığı tamamen serbest piyasanın elinde. Kamu eliyle rayiç bedellere dair bir üst sınır belirlemesi maalesef yok.

Google verilerine göre son 90 günde “Sözleşmesi kiracı nasıl çıkarılır” sorusunun aramalarında yüzde 500 artış meydana gelmiş. “Kiracı kirayı kaç gün geciktirebilir” aramasında yüzde 400, “5 yılı dolduran kiracı” aramasında yüzde 250, “Kiracı hakları 2022” aramasında ise yüzde 150 artış meydana gelmiş. Son 5 yıla baktığımızda ise “Kirasını düzenli ödeyen kiracı nasıl tahliye edilir” cümlesi yüzde 1700 daha fazla aranmış.

Ekonomik krizin bir sonucu olarak maalesef kiracılarla ev sahipleri sürekli karşı karşıya geliyor. Ev sahipleri rayiç kiraların çok artmasından ve kendi kira bedellerinin düşük kalmasından şikâyet ederken, kiracılar ev sahiplerinin kendilerini gerçeğe aykırı ve türlü oyunlarla yüksek zamlara, tahliyeye zorlandıklarından dert yanıyor. Devlet ise maalesef genel olarak bu duruma “seyirci”.

Geçtiğimiz günlerde geçen bir kanunla “konut” kiralarında 1 Temmuz 2023’e kadar kira artış oranı sabitlendi ve yüzde 25 olarak belirlendi. Bu kanun maddesi kiracıların lehine ise de ev sahipleri kiracıları nasıl tahliye ettireceğinin derdinde. “Kirasını düzenli ödeyen kiracı nasıl tahliye edilir” cümlesinin aratılmasını geçtim, bu aramada yüzde 1700’lük bir artışı “iyi niyetli” bir davranış olarak okumak da pek mümkün görünmüyor.

Kapitalist serbest piyasa ekonomisinin bir sonucu olarak kiracılar kanun hükümleri dışında yalnızlaştırılmış durumda. Bir yerdeki kira veya satış bedelinin nasıl belirlendiği veya neye göre arttığı tamamen serbest piyasanın elinde. Kamu eliyle rayiç bedellere dair bir üst sınır belirlemesi maalesef yok.

Peki kiracılar tamamen yalnızlar mı? Kanun ne diyor? Birkaç faydalı anekdot paylaşmakta fayda var.

  1. Mal sahibiniz yasal artış oranından fazla artış yapmak istiyorsa ve 5 yılınız dolmadı ise herhangi bir dava yoluyla kira bedelini artıramaz. Mal sahibi ancak 5 yılın sonunda kira bedelinin rayiçlerin altında kaldığından bahisle kira bedelinin yeniden belirlenmesi noktasında hâkimin müdahalesini isteyebilir.
  2. Biz oturacağız, oğlum/kızım oturacak gibi ihtiyaç sebebiyle tahliyede salt ihtiyacın belirtilmesi yeterli değildir. Mal sahibi ihtiyaç sebebini de ispatlamalıdır ve sürelere riayet etmelidir. “Ben oturacağım bir aya boşalt” diye bir durum yok özetle. Mal sahibinin aynı bölgede zaten ikamet ettiği kendine ait bir konutu varsa sizi ihtiyaç sebebiyle deyip çıkaramaz. Bir yakını oturacaksa ve onun gereksinimi varsa neden o bölgede/mahallede de oturmasının makul olduğunu ispatlamak zorunda. “Almanya’dan oğlum gelecek” değil, “Almanya’dan oğlum kesin dönüş yaptı, … işyerinde işe başladı ve buraya en makul yer bu ev o sebeple çıkmanız lazım” demeli ve bunların evraklarını gösterebilmeli.
  3. Mal sahibi “Evi satacağım çık” dedi. Çıkmanıza gerek yok, satabilir, yeni alıcı ile anlaşıp devam edebilirsiniz.” Ev doluyken satılmaz o yüzden çık” diye bir şey yok, sizden randevu alırlar, size de uyacak gün ve saatlerde yer gösterme yaptırabilirsiniz.
  4. Mal sahibi “Tadilat yaptıracağım çık” dedi. Tadilat taşınmaz canlıdan arındırılmadan yapılamayacaksa ancak bu durum haklı olur. Binanın yıkılması gerekmiyorsa, esaslı proje değişikliği yoksa, örneğin sadece mutfak, banyo, yerler yapılacaksa bunlar esaslı proje değişikliği değildir, çıkmanıza da gerek yoktur.
  5. Mal sahibi evi sattı, yeni mal sahibiyle kira konusunda anlaşamadınız, “Ben oturacağım hadi çık” dedi. 6 aydan az süre vermeden sizi tahliye edemez ve yine ihtiyaç sebebini ispatlamak zorunda. Yeni mal sahibinin taşınmazı “yatırım amaçlı” aldığını biliyorsanız 6 aylık sürenin sonunda dava açıp davanın sonucuna göre çıkacağınızı söyleyebilirsiniz.

Hukuk kurallarının “kötü niyeti” korumadığı, her zaman yapılabilecek bir şey olduğunu bilin. Mal sahibiniz sizi telefon/SMS ile sürekli adeta taciz ediyorsa telefon/SMS ile iletişim kurmak istemediğinizi, tekrar iletişim kurması halinde şikayetçi olacağınızı, varsa yasal olduğunu düşündüğü bir hakkı ihtarname/dava gibi yollara başvurabileceğinizi, bunun harici görüşmek istemediğinizi belirtebilirsiniz. Her zaman bu konularda bir hukukçudan profesyonel danışmanlık almanız da faydalı olacaktır.

Av. Sercan Aran – Halkevleri Hukuk Sekreteri

Halkevleri Nedir?

Bu sorunun o kadar farklı yanıtları var ki… Kimisi için okullarda bin bir gerekçeyle yapılan soyguna karşı “dur” derken kavgada tanıştığı bir örgüttür. Çocuğunun ırkçı-gerici-cinsiyetçi-baskıcı zihniyetlerin prangasından kurtarmak isteyenler için bir soluklanma yeridir Halkevleri.

Mahallesinde sağlık ocağı isteyenin, hastane kapısında rehin tutulanın, hastanede güvencesiz çalıştırılanın direnirken yanında bulduğu dostlarıdır kimi zaman.

Ulaşım zamlarına, balık istifi taşınmaya kafası bozulanlar turnikeden atlayıverirken isyanı piyasa karşıtı bir şenliğe dönüştürenlerdir Halkevciler.

Barınma hakkını savunanların kendilerini evlerinden atmak isteyenlere “Sizin arkanızda polis varsa bizim arkamızda Halkevleri var” diyerek direndiği bir ortak çatıdır kimi zaman.

Kırlarda, suyun başını tutmaya çalışan HES’çi şirketlere karşı bir köylü isyanı, kentlerde kontörlü sayaçların takılmasına karşı sayaçların üzerine yapıştırılan “Ben izin vermeden değiştiremezsin” ikazıdır Halkevleri.

Kentleri ve doğayı bitmek bilmez kar hırsıyla yağmalayan sermaye projelerine karşı yaşamı ve doğayı savunanların buluşma adresleridir Halkevleri.

Kimi zaman güvenceli, sendikalı, insanca yaşanabilir bir ücretle çalışma hakkı için mücadele edenler için bir direniş çadırıdır Halkevleri.

İşten atılan işçilerin, insanca yaşamak için direnenlerin dayanışma örgütüdür Halkevleri.

“Üreten biziz, yöneten de biz olacağız!” diyenlerin örgütüdür Halkevleri.

“Artık işe yaramadıkları” düşüncesiyle kendilerini hayattan emekli etmek isteyen neoliberal kapitalizme inat mücadeleden emekli olmayanların “Ülkenin geleceğini kurmakta biz de varız” dedikleri bir örgüttür Halkevleri.

İkinci sınıf yurttaşlık dayatılan engellilerin, “Sadaka, ayrıcalık değil hak istiyoruz” başlıklı direniş fermanının diğer hak mücadeleleriyle buluşma, kaynaşma noktasıdır Halkevleri.

Kadınlar için görünmeyen emeğin “sosyal güvenlik” çığlığı, kendilerini ifade ettiği bir kürsü, tacizcinin kafasına inen bir şemsiyedir, Halkevleri.

Kadınların eşitlik ve özgürlük için mücadele ettiği yerdir, isyan çağrısıdır Halkevleri.

Kimi zaman emeğin öykülerini anlatan bir film festivali, kimi zaman bir müzik şöleni, kimi zaman bir tiyatro sahnesidir. Halkevleri, halkın hak mücadelelerinin gazetelerinin, bültenlerinin, internet sitelerinin elbirliğiyle üretildiği yerlerdir.

Kimisi için bu ülkenin en köklü örgütüdür Halkevleri.

Tarihi yaşayanlar, bilenler, unutmayanlar için ülkenin dört bir yanına yüzlerce kütüphane, tiyatro salonu götürmüş; ilk kurulduğunda, dil, tarih ve edebiyattan güzel sanatlara, spordan müze koluna kadar bir çok alanda faaliyet yürütmüş; ancak defalarca Amerikancı darbecilerin, liberal gerici iktidarların hedefi olmuş, ama bu baskılara boyun eğmemiş bir örgüttür.

Halkevleri, Genel Başkanlarımızdan Ahmet Yıldız’ın 12 Eylül mahkemelerdeki onurlu duruşuyla; Dünya Barış Günü’nde yaptığı konuşma nedeniyle hapse atılan Genel Başkanlarımızdan Abdullah Aydın’ın “kardeşlik” mücadelesiyle; kontrgerillaya hak ettiği sıfatıyla hitap ettiği için öğrencilerinden koparılarak hapse atılan Genel Başkanımız İlknur Birol’un faşizme karşı simgeleşen duruşuyla hatırlanmaktadır.

Seveni olduğu gibi sevmeyeni de olan bir örgüttür, Halkevleri.

Halkın tüm sosyal haklarından vazgeçerek sadaka ve yardımlara “razı olması”nı isteyenler için Halkevleri’nin yükselttiği hak mücadeleleri bir “illet”tir. Emperyalizmin projelerinde görev alan kapıkulları için Halkevleri’nin “defteri derhal dürülmelidir”. Emekçileri birbiriyle düşman ederek kendi iktidarlarını sağlamlaştırmaya çalışanlar için bir tehdittir, Halkevleri.

Halkın “kaderine boyun eğmesi gerektiği”ni söyleyen, tüm toplumu cemaatleştirmeye çalışan gerici iktidarlar için baş belasıdır.

Ancak Halkevleri, ülkenin dört bir yanında kendi hayatları üzerinde söz ve karar sahibi olmaya girişen yoksulların, emekçilerin öz örgütüdür.

Halkevleri nedir, sorusunun halk için ortak yanıtı “Bu dünyaya piyasa malı olmak için gelmedik” diyenlerin çatısı olmasıdır.

İşçiler, emekçiler, çocuklar, gençler, kadınlar, engelliler, emekliler, köylüler, bilim insanları, aydınlar…

Haydi, eşitliğin, özgürlüğün, kardeşliğin, aydınlığın çatısı altında buluşmaya!