Halkevleri Nedir?

Bu sorunun o kadar farklı yanıtları var ki… Kimisi için okullarda bin bir gerekçeyle yapılan soyguna karşı “dur” derken kavgada tanıştığı bir örgüttür. Çocuğunun ırkçı-gerici-cinsiyetçi-baskıcı zihniyetlerin prangasından kurtarmak isteyenler için bir soluklanma yeridir Halkevleri.

Mahallesinde sağlık ocağı isteyenin, hastane kapısında rehin tutulanın, hastanede güvencesiz çalıştırılanın direnirken yanında bulduğu dostlarıdır kimi zaman.

Ulaşım zamlarına, balık istifi taşınmaya kafası bozulanlar turnikeden atlayıverirken isyanı piyasa karşıtı bir şenliğe dönüştürenlerdir Halkevciler.

Barınma hakkını savunanların kendilerini evlerinden atmak isteyenlere “Sizin arkanızda polis varsa bizim arkamızda Halkevleri var” diyerek direndiği bir ortak çatıdır kimi zaman.

Kırlarda, suyun başını tutmaya çalışan HES’çi şirketlere karşı bir köylü isyanı, kentlerde kontörlü sayaçların takılmasına karşı sayaçların üzerine yapıştırılan “Ben izin vermeden değiştiremezsin” ikazıdır Halkevleri.

Kentleri ve doğayı bitmek bilmez kar hırsıyla yağmalayan sermaye projelerine karşı yaşamı ve doğayı savunanların buluşma adresleridir Halkevleri.

Kimi zaman güvenceli, sendikalı, insanca yaşanabilir bir ücretle çalışma hakkı için mücadele edenler için bir direniş çadırıdır Halkevleri.

İşten atılan işçilerin, insanca yaşamak için direnenlerin dayanışma örgütüdür Halkevleri.

“Üreten biziz, yöneten de biz olacağız!” diyenlerin örgütüdür Halkevleri.

“Artık işe yaramadıkları” düşüncesiyle kendilerini hayattan emekli etmek isteyen neoliberal kapitalizme inat mücadeleden emekli olmayanların “Ülkenin geleceğini kurmakta biz de varız” dedikleri bir örgüttür Halkevleri.

İkinci sınıf yurttaşlık dayatılan engellilerin, “Sadaka, ayrıcalık değil hak istiyoruz” başlıklı direniş fermanının diğer hak mücadeleleriyle buluşma, kaynaşma noktasıdır Halkevleri.

Kadınlar için görünmeyen emeğin “sosyal güvenlik” çığlığı, kendilerini ifade ettiği bir kürsü, tacizcinin kafasına inen bir şemsiyedir, Halkevleri.

Kadınların eşitlik ve özgürlük için mücadele ettiği yerdir, isyan çağrısıdır Halkevleri.

Kimi zaman emeğin öykülerini anlatan bir film festivali, kimi zaman bir müzik şöleni, kimi zaman bir tiyatro sahnesidir. Halkevleri, halkın hak mücadelelerinin gazetelerinin, bültenlerinin, internet sitelerinin elbirliğiyle üretildiği yerlerdir.

Kimisi için bu ülkenin en köklü örgütüdür Halkevleri.

Tarihi yaşayanlar, bilenler, unutmayanlar için ülkenin dört bir yanına yüzlerce kütüphane, tiyatro salonu götürmüş; ilk kurulduğunda, dil, tarih ve edebiyattan güzel sanatlara, spordan müze koluna kadar bir çok alanda faaliyet yürütmüş; ancak defalarca Amerikancı darbecilerin, liberal gerici iktidarların hedefi olmuş, ama bu baskılara boyun eğmemiş bir örgüttür.

Halkevleri, Genel Başkanlarımızdan Ahmet Yıldız’ın 12 Eylül mahkemelerdeki onurlu duruşuyla; Dünya Barış Günü’nde yaptığı konuşma nedeniyle hapse atılan Genel Başkanlarımızdan Abdullah Aydın’ın “kardeşlik” mücadelesiyle; kontrgerillaya hak ettiği sıfatıyla hitap ettiği için öğrencilerinden koparılarak hapse atılan Genel Başkanımız İlknur Birol’un faşizme karşı simgeleşen duruşuyla hatırlanmaktadır.

Seveni olduğu gibi sevmeyeni de olan bir örgüttür, Halkevleri.

Halkın tüm sosyal haklarından vazgeçerek sadaka ve yardımlara “razı olması”nı isteyenler için Halkevleri’nin yükselttiği hak mücadeleleri bir “illet”tir. Emperyalizmin projelerinde görev alan kapıkulları için Halkevleri’nin “defteri derhal dürülmelidir”. Emekçileri birbiriyle düşman ederek kendi iktidarlarını sağlamlaştırmaya çalışanlar için bir tehdittir, Halkevleri.

Halkın “kaderine boyun eğmesi gerektiği”ni söyleyen, tüm toplumu cemaatleştirmeye çalışan gerici iktidarlar için baş belasıdır.

Ancak Halkevleri, ülkenin dört bir yanında kendi hayatları üzerinde söz ve karar sahibi olmaya girişen yoksulların, emekçilerin öz örgütüdür.

Halkevleri nedir, sorusunun halk için ortak yanıtı “Bu dünyaya piyasa malı olmak için gelmedik” diyenlerin çatısı olmasıdır.

İşçiler, emekçiler, çocuklar, gençler, kadınlar, engelliler, emekliler, köylüler, bilim insanları, aydınlar…

Haydi, eşitliğin, özgürlüğün, kardeşliğin, aydınlığın çatısı altında buluşmaya!