Enerjimizin son damlasına kadar halkımızın yanındayız!

Çok üzgünüz!

6 Şubat depreminde ve devam eden depremler silsilesinde Maraş, Antep, Malatya, Diyarbakır, Urfa, Kilis, Osmaniye, Adana ve Hatay’ı kapsayan geniş bir bölgede “büyük yıkım” yaşandı. Binlerce insanımızı yitirdik. On binlerce yaralımız var. Yakınlarımıza ulaşamıyoruz. Acil arama-kurtarma-sağaltım-beslenme-barınma tedbirlerini gerekli oranda artırmadığımız sürece kayıplarımız artmaya devam edecek. Çok çok üzgünüz!

Halkevleri olarak, halkın köklü mücadele geleneklerinin bir temsilcisi olarak, bu zorlu yaşam mücadelesinde halkımızın yanındayız. Deprem bölgesinde, deprem yıkıntıları içinde, acil müdahale ve tedbir alanlarında ve elbette lojistikte, yardımlaşma ve dayanışma alanlarındayız. Halkevleri ve daha nice dostumuz ve yoldaşımızla; ülkenin dört yanındaki tüm örgüt ve kadrolarımızla, enerjimizin son damlasına kadar görevde, seferberlik halindeyiz. Bu felaketten en az kayıpla çıkmak için var gücümüzle çalışacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın, kimse umudunu yitirmesin.

Çok öfkeliyiz!

Depremler, salgınlar, seller, yangınlar, art arda daha tehlikeli biçimlerde geliyor. Bunun farkındayız. Büyük felaketlerin çözümü için büyük toplumsal örgütlenmeler gerekiyor. Bunun da farkındayız. Ancak şunu da biliyoruz ki tüm bu yıkımların suçlusu “doğa olayları” değildir. Sermayenin doğayı, insan hayatını, tüm canlıların yaşamını ve toplumsal yaşamı hiçe sayan öncelikleri ve kâr hırsı, doğal yasaları bir felaket gibi yaşamamızın gerçek suçlusudur. Ve elbette gerçek suçlu sermaye politikalarının fütursuz uygulayıcısı AKP-MHP iktidarıdır.

Kapitalizm felaketinden” ve “faşizm felaketinden” kurtulmadığımız sürece hayatta kalma şansımız bile yoktur. Tüm yaşam kapitalizmin tehdidi altındadır.

Bunun da bilinciyle “can havliyle” AKP iktidarını ve devleti uyarıyoruz!

Bunca yıldır uyguladığınız politikalar, bütün kurumların için boşalttı, krizlere müdahale imkanlarını zayıflattı. Artık deprem bölgelerine bir kepçe gönderebilecek, bir kap çorba dağıtabilecek yeteneğe sahip değilsiniz. Halk da bunun farkında. Şimdi de OHAL ilan ederek, internete yönelik kısıtlamalar getirerek, yardımları engelleyerek, yaşanan yıkıma tek çare olan halk dayanışmasını engellemeye kalkmayın.

Depremin ilk anlarından başlayarak hemen harekete geçen toplumsal seferberliğin önünü açın. Devletin tüm olanaklarını, tüm güçleri bu toplumsal seferberliği büyütecek şekilde harekete geçirin. Her zaman en büyük bütçeyi ayırdığınız savaş ve istihbarat teknolojisini deprem seferberliğini hizmetine sunun. Şimdiye dek büyük servetler biriktirdiğiniz inşaat ve sağlık sistemi olanaklarını hayat kurtarmak için kullanın.

İhtiyacımız, “olağanüstü hal” değil, halk seferberliğidir

Deprem yıkımını sermayenin yeni bir pazar alanına dönüştürmek için fırsat kollayan vurguncuları, talancıları, rantçıları uyarıyoruz: aklınızdan bile geçirmeyin!

İller idaresinden belediyelere, AFAD’dan itfaiyelere, hastanelerden spor salonlarına, okullardan camilere, zincir marketlerden büyük besin-giyim-ilaç-yakıt-barınma sektörlerine dek tüm olanaklar deprem seferberliği temelinde koordine edilsin.

Hayat kurtarmadan sağaltıma, rehabilitasyondan yeniden inşaya tüm yaşamsal gereksinimler, parasız-faturasız-kredisiz-borçsuz halkın hizmetine sunulsun.

Elverişli stratejik bölgelere, sağlıklı, güvenli, kolektif acil müdahale merkezleri, aşevleri, barınma merkezleri, seyyar hastaneler kurulsun.

Kriz merkezleri ve kriz birimleri, sendikal hareketin, demokratik kitle örgütlerinin, kadın örgütlerinin, üniversitelerin örgütlü, deneyimli kadrolarıyla güçlendirilip genişletilsin.

Bu acil tedbirler, sadece felaket anında atılacak adımlar olmaktan çıkarılıp genel yönetim anlayışına dönüştürülmeli.

Kararlıyız!

Halkın onurlu çocukları olarak, emeğin, mesleğin, bilimin örgütlü güçleri olarak, Halkevleri olarak bu olanakları yıkımın en ücra köşesinde nefes alan tek bir canımıza dek götürmek için biz hazırız, hareket halindeyiz.

Tüm adımlarımızı, devleti zorlayan, mecbur bırakan ve ötesine geçen bir stratejik bakışla atıyoruz. Sadece halkın örgütlü gücüne güveniyoruz. Hiç bitmeyen umudumuz ve mücadele enerjimiz buradan geliyor.

Halkevleri olarak yıkıma karşı toplumsal seferberliği, yeni bir yaşamın örgütlenmesine dönüştürmekte kararlıyız. Var gücümüzle buradayız. Halkın yanındayız. Durduramazsınız!