İstanbul’u Murat Kurum’un yönetmesine izin vermeyeceğiz!

İstanbul’u Murat Kurum’un yönetmesine izin vermeyeceğiz!

Tayyip Erdoğan dün yerel seçimler için yaptığı aday tanıtım açıklamasında, önceden beklendiği gibi Murat Kurum’u İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne başkan adayı olarak ilan etti. Yerel seçimlerde iktidar açısından en büyük hedeflerden birisi kendilerinin “Fetret Devri” diye adlandırdığı 5 yıl aradan sonra yeniden İstanbul’da belediye yönetimini ele almak.

Bu hedef ve Murat Kurum tercihi gösteriyor ki, iktidar tıpkı ilk yıllarında yaptığı, 99 depremini gerekçe göstererek giriştiği kentsel dönüşüm hamleleriyle kenti ranta açma, sermayenin kar oranlarını arttırma, emekçileri kent merkezinden kovma projelerinin yeni perdesini hayata geçirmek istiyor. Bu defa rezerv alan ilanlarıyla halka sormadan ve bilimsel hiçbir veriye dayanmadan mahallelerimize çökecekler.

Mahallelerimize çökmekle kalmayacak İstanbul’u uluslararası sermaye için bir merkez haline getirecek, kentin merkezini emekçi yoksul halka kapatacak, Kanal İstanbul projesiyle kentin çeperini de sermayeye peşkeş çekecekler. Murat Kurum milletvekilliği adaylığı döneminde de bunun propagandasını yaptı, geçmişte de benzer projelerin başında bulundu. Üstelik deprem riskinden bahsediyorlar ancak Murat Kurum deprem riski taşıyan binalara imar affınının da mimarıdır. Aynı zamanda IMF’ye teminat verilerek yapılandırılan Emlak Konut GYO’nun genel müdürlüğünü yürütmüş olan Murat Kurum kentlerimizin uluslararası sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden yapılandırılmasından sorumludur. Murat Kurum’un Bakanlık yaptığı dönemde Türkiye AB ülkelerinden çöp ihracatını arttırmış, adeta Avrupa’nın çöplüğü durumuna gelmiştir. Salda Gölü’nün millet bahçesi yapılması adı altında talan edilmesinin de mimarı yine Murat Kurum’dur. Yani Murat Kurum bir çok rant ve talan projesinin bizzat başındaki isimdir. Şimdi İstanbul’un altını üstüne getirmek için aday oluyor. Bu anlayış İstanbul’u yönetemez! Çünkü meşru değildir.

Belirtmek gerekir ki neoliberal belediyeciliğin her türlüsüne karşıyız. Ve neoliberal belediyeciliğin yıkımına karşı tek çareyi örgütlü halk olmakta görüyoruz. Biz depreme karşı önlemlerin halkın yaşayabileceği bir kent ve barınma hakkı çerçevesinde ele alınması gerektiğini savunuyoruz. Bunun için de tek yol örgütlenmek, mücadele etmek ve kentimizi rantçılara bırakmamaktır.

Faruk Yıldırım – Halkevleri Bölge Temsilcisi