İstanbul’da “Yoksulluğa ve hayat pahalılığına karşı bir aradayız” diyerek sokağa çıktık.
Yapılan açıklamada bütçenin halkın vergileriyle oluşturulduğu ancak halkın ihtiyaçlarına göre belirlenmediğine, halk için yapılan harcamaların oranının her yıl düştüğüne, eğitimden sağlığa her temel hizmetin giderek daha paralı ve daha pahalı hale geldiğine vurgu yapıldı.
Bütçenin kamu yararı gözetilerek oluşturulmamasının sonucu olarak halkın tüm ihtiyaçların eldeki tek gelir olan ücretle gidermeye çalıştığını ancak ücret düzeyinin de düşük olduğunu vurguladık. Asgari ücretin ortalama ücret haline geldiğinin altını çizerek, kayıt dışı çalışanların asgari ücret bile alamadığını hatırlattı.
Bu düzen halkın örgütsüzlüğünden güç alıyor, yoksulluktan çıkış için örgütlenme çağrısı yapıyoruz:
Bu sömürü düzeninin tek güvencesi emekçilerin, halkın örgütsüz kalması. Halkı, emekçileri örgütsüz bırakıp sefalete mahkum ediyorlar. Düşünün ki sermayenin karına kar katan işçilerin %90’ı sendikasız, düşünün ki %92’si toplu sözleşmesiz. Bütçe görüşülürken halkın sözü yok, asgari ücret belirlenirken yine yok. Meydanlar tepkilerini göstermek isteyenlere kapalı. Sarı değil gerçek sendikayı seçen işçiler devlet şiddetiyle yüzleşiyor. Örgütlenen, bir araya gelen, hak arayanın mücadelesini bastırmak için devletin bütün olanakları seferber ediliyor. Bugün Agrobay, Özak içilerinin, enerji işçilerinin, moto kuryelerin ve tüm diğer işçilerin, emeklilerin, işsizlerin, halkın sendika, toplu sözleşme ve örgütlenme hakkını işten çıkarmalarla, jandarma polis şiddetiyle, yargılamalarla, baskılarla bastırmaya çalışan sermaye iktidarı hepimize sefalet içinde ve ölümüne bir yaşamı dayatıyor.
Halkın Talepleri