Hatay’da Valiliğin kentteki yıkımların sulamasız yapılmadığı ve asbest oranı ile ilgili açıklaması gerçekleri yansıtmamaktadır

Halk Sağlığının Yok Sayılmasına İzin Vermeyeceğiz

6 Şubat depremlerinin üzerinden 6 ay geçti. Depremlerin 6. ayında Hataylılar insanca bir yaşam taleplerini sokaklarda ifade ederken Hatay Valisi Mustafa Masatlı katıldığı bir yayında 6 ay boyunca yapılan çalışmalara ilişkin açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar arasında ciddi bir halk sağlığı sorunu olan sulamasız yıkım ve asbest konusunda “yıkımların sulamalı yapıldığı” ve “asbest olmadığı” şeklinde hatalı bilgiler yer aldı. Tamamlanan yıkım ve enkaz kaldırma oranının %49 olduğu, önümüzdeki 4 ay içerisinde yıkımların ve enkaz kaldırmaların tamamlanmasının hedeflendiği bilgisinden sağlıksız yıkım ve enkaz kaldırmaların “hızla” sürdürüleceği anlaşılmaktadır. Depremlerin 6. ayı vesilesiyle alınması gereken acil tedbirler konusunda iktidarı bir kez daha uyarıyoruz.

Depremlerin 6. ayında usulüne uygun yapılmayan yıkım ve enkaz kaldırma çalışmaları sonucu açığa çıkan toz önemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaya devam ediyor.

Kentin birçok yerinde yıkım çalışmalarının susuz yapıldığı, demirlerin ayrıştırma işlemlerinin uygun olmayan koşullarda yerinde yapıldığı ve molozların transferlerinin uygun olmayan koşullarda yapıldığı gözlenmektedir. Açığa çıkan toz bulutu içinde asbest başta olmak üzere insan sağlığını tehdit eden zararlı maddeler bulunmaktadır. Bu zararlı maddeler kısa vadede solunum yolu enfeksiyonları, astım atakları, alerji ve göz enfeksiyonlarına neden olabilmektedir. Hijyen ve yaşam koşullarının kötü olduğu bu dönemde solunum yolu enfeksiyonları özellikle bebek, çocuk, yaşlı, kronik hastalığı olan ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde ölümcül sonuçlara neden olabilmektedir. Uzun dönemli etkileri ise asbestten kaynaklanabilecek akciğer zarı kanseri, akciğer dokusunun sertleşmesi, akciğer kanseri gibi ölümcül sonuçları olabilecek hastalıklardır.

Valiliğin sitesinde 7 farklı noktada yapılan ölçümlerde analiz sonuçlarına göre asbest miktarının mevzuat standartlarının altında olduğu açıklanmıştır. Valilik sitesinde yayınlanan verilerde asbest ölçümlerinin referans alındığı sınır değerler mevzuatta tüm koruma önlemlerini alan, koruyucu kıyafetlerle çalışılan iş yerleri için belirlenen standart değerlerdir. Hatay’da yapılan yıkımlar ise kent genelinde yoğun toza neden olmakta ve koruyucu önlemler alınmamaktadır. Yıkım ekiplerinin maske bile takmadığı gözlenmektedir. Üstelik tek zararlı madde asbest değildir. Yine Vali susuz yıkımın yapılmadığını ifade etmektedir. Gerçeği Hatay’da yaşayan ve her gün toza maruz kalan halk bilmektedir.

Halkın müdahale ettiği sulamasız yıkımlarda valiliğin emri ile yıkımların hızlıca yapılması gerektiği cevabı alınmaktadır. Şirketler sulama imkanlarının kısıtlı olduğunu ifade ederek sorumluluktan kaçmaktadır. Polisler sulama yapılmayan durumda halk ile şirket arasında arabulucu olmaları konusunda üstlerinden yazılı olmayan emir aldıklarını ifade etmektedir. Halk şikayet için muhatap bulmakta zorlanmaktadır. Valiliğin ilgili birimine ulaşıldığında ise ancak tutanak tutturulabilmektedir. Halk sağlığını riske atan yıkım şirketleri ve buna müsaade eden valilik ve bakanlık halka karşı suç işlemekte, süreçte sorumluluk alan çalışanları ise bu suça ortak etmektedirler.

Valilik kente yıkımların bir an önce tamamlanmasına odaklanmıştır ancak yıkım işlemlerinin bilimsellikten uzak ve halk sağlığını riske atacak şekilde yapılmasına son verilmelidir. Kentin yeniden inşası için halkın da yıkımların bitmesi ile ilgili talebi göz önüne alındığında halkın yıkımlarla ilgili temel talebi toza maruziyeti en aza indirecek önlemlerin alınması, yıkımların susuz yapılmaması, yolların sulanması, yerinde ayrıştırma yapılmamasıdır.

Halk sağılığının yok sayılmasına izin vermeyeceğiz

Halkevleri olarak Yaşam Meclisleri ile birlikte sulamasız yıkımlara müdahale etmeye devam edeceğiz. Halkın sağlık hakkı için, kentin yeniden inşasının insanca yaşanacak koşularda sağlanması için mücadeleye devam edeceğiz. Halk sağlığı için gerekli tedbirleri almayan kamu görevlileri ve şirket yetkililerinin cezalandırılması için hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz. Yaşam meclislerinde halk sağlığı mücadelesini büyüteceğiz.

 

Halkevleri Sağlık Sekreterliği