91. kuruluş yıldönümümüzde Ankara’da Genel Merkezi’mizde gerçekleştirdiğimiz buluşma hem dayanışma ve seferberliğin konuşulduğu bir toplantı hem de yaşanan yıkımda iktidarın sorumluluğunu işaret eden bir eylem oldu. Konur Sokak’ta yaptığımız basın açıklamasıyla depremde yaşamını yitirenleri andık.
91. mücadele yılımıza deprem sonrasında hem deprem bölgelerindeki dayanışma merkezlerinde hem de Türkiye’nin dört bir yanında halkın seferberliğini büyütürken girdik. Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk’ün de aralarında bulunduğu heyetimiz deprem sonrasında en çok yıkımın yaşandığı Hatay’daydı. Ankara’da Halkevleri Genel Merkezi’nde gerçekleştirdiğimiz buluşma ise hem dayanışma ve seferberliğin konuşulduğu bir toplantı hem de yaşanan yıkımda iktidarın sorumluluğunu işaret eden bir eylem oldu.
Konur Sokak’ta yapılan basın açıklamasında şunlar söylendi:
91 yıldır karanlığın karşısında aydınlığın, dinci, gerici yobazlığın karşısında laikliğin, faşizm karşısında demokrasinin, yasakların karşısında özgürlüğün, haksızlıklar karşısında eşitliğin, hukuksuzluğun karşısında adaletin, savaşların, katliamların, şiddetin karşısında barışın savunucusu olduk. Hem de hiç geri durmadan, en ön saflarda.
91 yıldır çok iktidarlar, padişahlar, darbeciler gördük. Halka düşmanların, emperyalist uşaklarının, sermaye hizmetkarlarının karşısında bağımsızlığı savunduk.
Halkın hakları var şiarımızı dağa taşa yazdık, halkın hakları için mücadele ettik.
Yalnızca zor zamanlarda değil, her zaman seferberdik.
Bugün de olduğu gibi.
Cumhuriyet tarihinin en büyük felakatlerinden biri karşısında yine seferberiz. Tüm şubelerimizle, gençlerle, kadınlarla, memleketin dört bir yanına yayılmış tüm Halkevcilerle kalbimiz, yüreğimiz deprem bölgelerinde atıyor.
“Ses var, devlet yok” denilen biz zamanda bir halkın dişiyle, tırnağı ile haysiyeti ve gururuyla yardımlaşmayı, dayanışmayı nasıl büyüttüğüne yeniden şahit olduğumuz günlerden geçiyoruz.
Enkaz altında kalan iktidarın ise yıllardır şahit olduğumuz; OHAL’ci, yasakçı, kayyumcu, kutuplaştırıcı, rantçı, talancı, yağmacı hallerine belki de son kez şahit oluyoruz. Çünkü enkaz altında kalan yağmacı ve talancı düzenleriydi.
91. yılımıza deprem bölgelerinde halkımızın yaralarını sararken, yeniden bir yaşamı inşa ederken, dayanışmayı büyütürken giriyoruz.
Halkın örgütlü gücü olmanın gururuyla giriyoruz.
İsyankar ve direnişçi ruhumuzla giriyoruz.
Gericiliğe ve faşizme karşı direnerek giriyoruz.
Yıkıntılar altında yaşatmak için mücadele, insanca yaşamak için mücadele ederek 91. Yılımıza giriyoruz.
İşte bu yüzden; bizler Halkevciler olarak halkın özgücüne güveniyoruz, öfkesini biliyoruz.
Yalnızca depremle yıkılan değil, ekonomik, toplumsal, siyasal, ekolojik krizlerle yıkılan bir halkın yeniden kurtuluşu için mücadeleyi büyütmeye söz veriyoruz.
Bizi enkaz altında bırakan iktidarı da iktidarı besleyen bu sistemi de yıkacağız!
Eşitliğin, özgürlüğü, demokrasinin, barışın ve laikliğin ülkesini yıkıntılar arasından hep birlikte inşa edeceğiz.
Çocukların mutlu, kadınların özgür, üretenin yönettiği, halkın iktidar olduğu bir düzeni hep birlikte kuracağız.