Geleneksel Halkevleri Güneydoğu Anadolu doğa ve kültür gezisi gerçekleşti

Halkbeskoop’un 15-24 Eylül 2022 tarihleri arasında 2 gün Hatay (Antakya), 1 gün Gaziantep, 1 gün Şanlıurfa, 2 gün Mardin, 1 gün Diyarbakır, 1 gün Adıyaman ve 1 gün Kahramanmaraş olmak üzere 9 gece 10 günlük Geleneksel Güneydoğu Anadolu Doğa ve Kültür Gezisi gerçekleşti.

Halkevci Gezginler, 14-15 Eylül tarihlerinde çoğunluğu Ankara’dan olan katılımcılarla buluşarak şarkılı, türkülü, eğlenceli bir şekilde tanışıp kaynaşarak yönünü Güneydoğu illerine döndü. Gezi başlangıç noktamız olan kültür zenginlikleri ile ünlü Hatay’ı (Antakya) kucaklayarak Amik Ovası’na süzüldük. Gezi kapsamında Payas Kalesi, Antakya Arkeoloji Müzesi, Saint Pierre Kilisesi, Uzun Çarşı, Habib-i Neccar Cami, Samandağ Vakıflı Köyü, Titus Tüneli, Aziz Simon Manastırı, Harbiye, Cin Kulesi, Bakras Kalesi’ni ziyaret ettik. Bölgeyi canlı ve tarım açısından verimli bulduk. İnsanlarda büyük telaş ve koşuşturma vardı. Her yerde bölgedeki savaşın oluşturduğu yıkımla karşılaştık.

Hatay’a (Antakya) geldiğimizde ziyaret etmeden gitmememiz gerektiğini düşündüğümüz Ali İsmail Korkmaz Vakfı’nı programımıza dahil ettik. Vakıfta Ali İsmail’in ağabeyi Gürkan Korkmaz ile buluştuk. Vakfın çalışmaları hakkında ve mücadele süreçleri hakkında sohbet ettik. Ali İsmail Korkmaz nezdinde yine Hataylı (Antakya) olan gezi şehitlerimiz Ahmet Atakan ve Abdullah Cömert’i de anarak dayanışma ve birlikte mücadele duygularımızı Gürkan Korkmaz ile paylaşarak vakıftan ayrıldık.

Ardından Zeugma Müzesi, Bakırcılar Çarşısı, Zincirli Bedesteni, Elmalı Çarşısı, Gümrük Hanı, Tahmis Kahvesi ve Gaziantep Kalesi’ni kapsayan Gaziantep ile gezimize devam ettik. Gaziantep’te ise bölgedeki Suriye savaşının yarattığı ağır koşulları daha fazla hissetmeye başladık. Bu durumun kentin sosyal, kültürel ve ekonomik durumunu olumsuz etkilediğini gözlemledik.

Şanlıurfa ile devam eden gezi programımızda Birecik, Halfeti, Harran, Göbeklitepe, Balıklı Göl, Kapalı Çarşı ve şehir merkezinde gezdikten sonra keyifli geçen Sıra Gecesi eğlencesi ile günümüzü tamamladık.

Sonrasında ise iki gün sürecek Mardin gezimize başladık. “Diller ve Dinler Kenti” olarak adlandırılan Mardin’de çok kültürlü yaşamdan geriye kalabilen bazı örnekleri görebildiğimiz gezimizde Dara Antik Kenti, Deyrulzafaran, Kasimiye Medresesi, Kırklar Kilisesi, Akşam ve Gündüz Kent gezisi (yürüyerek), Mor Gabriel Kilisesi, Zinciriye Medresesi, Sakıp Sabancı Kent Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Bakırcılar Çarşısı, Ulu Cami, Midyat gezisi ve Hasankeyf’i ziyaret ettik. Ancak Türkiye’nin birçok yerinde de karşılaştığımız tarihi, kültürel ve ekolojik alanlara yönelik yıkım, tahribat ve dönüşümün en acı örneklerinden bazılarını (Hasankeyf’in sular altında bırakılması sonrası 5’li çeteler ve TOKİ eli ile şantiye alanına dönüşmüş sahte bir Hasankeyf oluşturmaya çalışılması kandırmacası gibi) görmüş olmanın üzüntüsü ve öfkesi ile Diyarbakır’a (Amed) gitmek üzere yola çıktık.

Diyarbakır (Amed) yolu üzerinde Malabadi Köprüsü ve Ongözlü Köprü’yü ziyaret ettikten sonra kentin içerisinde bulunan Sülüklü Han, Hasan Paşa Hanı, Diyarbakır Surları ve Keçi Burcu, Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi, Ahmed Arif Müzesi, Ulu Cami, Dört Ayaklı Minare, Surp Grigos Ermeni Kilisesi, Meryemana Kilisesi, Saint George Kilisesi, Peynirciler Çarşısı’nı ziyaret ettik. Yine bu defa da Sur’da savaş ve politik sebepler bahane ederek gerçekleştirilen yok ediliş ve yıkımın ardından yine TOKİ ve 5’li çeteler marifetiyle sahte bir Sur inşa edilmesine şahitlik ettik. Bölgenin kendi özünden koparılarak iktidarların baskı ve zor aracı olan kayyum eliyle yönetmek ve görmek isteği hale dönüştürülmesini öfkeyle ve içimiz yanarak görmüş olduk.

Bu acıyı da bal eyleyerek Adıyaman’a doğru yolumuza devam ettik.  Komagene’de (Nemrut Dağı) Güneşin Doğuşu ve Batışı, Karakuş Tümülüsü, Cendere Köprüsü, Kahta Kalesi, Arsemia Antik Kenti, Perre Antik Kenti ziyaretlerimiz sonrası Kahramanmaraş’a geçerek biraz dinlenmenin ardından kent içerisinde akşam gezisi yaptık. Sabah yola çıkmadan önce de Kahramanmaraş Arkeoloji Müzesi’ni gezerek gezimizin programını sonlandırmış olduk.

24 Eylül sabahı yoğun ve keyifli gezimizin sona ermesiyle Halkevci gezginlerin Ankara’ya ve geldikleri kentlere dönüşü için yola çıktık.

Gezimize Hollanda’dan beş gezi seven dostun katılması ve değerli gezgin dostlardan gelecek dönemde yapılmasını istedikleri gezi önerileri olması umudumuzun ve motivasyonumuzun artmasına sebep oldu. Böylece yaklaşık 30 yıldan bu yana her gezimizde olduğu gibi 90 yıllık onurlu tarihimize ve kültürümüze yakışan bir tutumla bu gezimizi de sağlıkla ve güzellikler içinde gerçekleştirmenin mutluluğu içerisinde bir gezimizi daha tamamlarken; gezimizin gerçekleşmesine katkı koyan ve katılım sağlayan tüm dostlara teşekkürlerimizi sunuyor, düzenleyeceğimiz diğer gezilerde de buluşmayı umut ediyoruz.