TÜİK tarafından Mayıs ayı enflasyon verilerinin açıklanmasıyla, 12 aylık ortalama TÜFE baz alınarak belirlenen kira artış oranı Haziran ayı için yüzde %39,33 oldu. AKP’nin TÜİK verilerini düşük gösterme çabalarına rağmen yıllık enflasyon verisi %73,50 olurken, ENAG verilerine göre yıllık enflasyon %160.76’yi buldu.
Milyonlarca yurttaşın geliri enflasyon nedeniyle her gün erirken, ardı ardına gelen zamlar ile ekonomik krizin etkisi derinleşiyor. Yeni ev arayışındaki yurttaşların karşılaştığı fahiş kiralar ve mevcut kiracıların bu ay itibariyle karşı karşıya olduğu %39,93’lük zam oranı barınma gibi temel bir hakkı erişilemez noktaya getiriyor.
Kiracılar acil çözüm beklerken, konu ile ilgili birbiri ardına konuşma yapan Bakanlar halkla adeta dalga geçiyor. Bir söyledikleri diğerini tutmayan, yaşanan krizi sadece ev sahiplerinin fırsatçılığı ile açıklamaya çalışan yaklaşım bir çözüm üretemez! Adalet Bakanı Bekir Bozdağ “TÜFE yerine daha düşük sabit bir zam oranı belirlenecek ve kira ihtilaflarını arabulucuya devredecek bir çalışmanın hazırlığında olduklarını” açıkladı. Oysa kiracı ve ev sahibi arasındaki sorunun orta noktanın bulunmasına yönelik değil, kiracı lehine sınırları, yaptırımları belli çözümlere ihtiyacı var. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’dan gelen “Şehir çeperlerindeki Hazine arazilerinin uygun ödeme koşullarında satışa çıkarılacağı” açıklaması da konut sorununu çözmekten uzak, krizi fırsata çevirip yeni rant alanları yaratma çabasından ibaret bir açıklama! AKP Genel Başkanı Erdoğan tarafından Mayıs ayında açıklanan konut finansman paketi ile ise halktan asgari ücretin yaklaşık 7 katını bulan, 28 bin 566 TL’ye varan, taksitlerle borçlanması beklenmektedir. Aynı pakette tamamlanmamış inşaat projelerinin tamamlanması için inşaat şirketlerine 20 milyar liralık bir kaynak ayrıldığı da açıklandı. Bu bile iktidarın tercihini göstermektedir; ihtiyaç sahiplerine kira yardımı, sosyal konut üretimi, devlet yurdu yapımı için kullanabilecek kamu bütçesi yine sermayeye aktarılmaktadır.
Milyonlarca insan barınamıyor ve kalıcı bir konut krizinin içine sürükleniyor! AKP-MHP iktidarı halkın sorunlarına çözüm bulmak yerine patronları ve kendi ailelerini zengin etmeyi tercih ediyor. Halkı yoksullaştıran her krizden sermayeye kaynak aktarma fırsatları çıkarıyor. Oysa yapılacak olan bellidir;
Kiralara üst sınır getirilmesi, Borçlar Kanunu’nda kiracılar lehine düzenlemeler, kira desteği gibi halka nefes aldıracak önlemler ile bu ateş söndürülmeli, sosyal konut üretilerek konut sorunun çözümüne yönelik adımlar derhal atılmalıdır!