Krize, Yoksulluğa, Erkek-Devlet Şiddetine, Savaşa Karşı Feminist İsyan!

Yanı başımıza yine bombalar düşüyor. Savaşlar erkek egemen dünyada şiddetin meşru hale geldiği, kadına yönelik şiddetin arttığı, göçlerle, yoksullukla, eğitim, sağlık, altyapı hizmetlerinin bozulmasıyla temel hakların ortadan kalktığı, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin pekiştiği koşullar yaratıyor. Biz kadınlar bunları biliyor, derinden hissediyoruz. Ukrayna’da ve her yerde savaşa hayır diyoruz.

Ekonomik krizi biz yaratmadık, faturasını da biz kadınlar ödemeyeceğiz derken içi boş sözler söylemedik. Ev içinde emeğimiz sömürülüyorken, bakım yükü üzerimize yıkılıyorken erkeklerden alacaklı olan bizler şimdi borç hanelerine daha çok çentik atıyoruz. Ülkenin tüm kaynaklarını yandaşlarına peşkeş çeken, 5’li çetenin önüne kamu kaynaklarını sunan iktidardan da alacaklıyız!

Pandeminin ekonomik yükü hala omuzlarımızdayken ülke ekonomisinin çöküşü kadın yoksulluğunu derinleştirdi. Ama kriz varsa isyan da var! Mersin Tarsus Sebze Meyve Hali, Oppo, Alpin Çorap, Darinda Çorap, Farplas ve Migros Depo eylemlerinde kadınlar hep en önde. Bu direnişlerde kadınlar düşük ücret ve kötü çalışma koşullarına karşı ses çıkarıp kazanımlar elde etti. Biz kadınlar patronlardan da alacaklıyız.

Faşizm sokağa, halklara, kadınlara, işçilere saldırarak iktidarını devam ettirmeye, yönetmeye çalışırken ondan güç alan erkekler de kadınların üzerinde tahakküm kurmaya çalışıyor, şiddeti kendinde bir hak olarak görüyor.

İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede imza çeken siyasi iktidar şimdi de kadınların nafaka hakkına göz dikti. Şiddet dolu evliliklerden kurtulmak için bir güvence olan nafaka hakkına saldırı kadınları eve hapsetme çabasıdır.

Sizin şiddet üreten kutsal aileniz de mağdur babalarınız da büyük bir yalan. Tek gerçek kadınların emeklerini ve bedenlerini sömürmek üzerine kurulmuş düzeninizin FEMİNİST İSYANIMIZLA yıkılacağı.

Çünkü artık biz kadınlar yaşadığımız şiddetin, eşitsizliğin doğal olmadığını, değiştirilemez bir durum olmadığını biliyoruz. Kadınları bu eşitsizliğe ikna etmek için verecek hiçbir fetvanız kalmadı. Aile irşat bürolarınızda şiddete uğrayan kadınlara verdiğiniz eve dönüp “eşine çay yap” öğütlerinizin saçmalığı ayyuka çıktı.

Öyle bir tarihsel eşikteyiz ki kadınlara söylenecek yalanlarız ağzınızdan çıkar çıkmaz uçup kayboluyor. Kadın cinayetlerinin sayısını siz saklayadurun; kadınlar çetelesini tutuyor. Siz sokakları yasaklayın; kadınlar mor bir sel olup akacak mecra buluyor.

Feminist İsyandayız. Kadınlara, LGBTİ+’lara, çocuklara, hayvanlara, ağaca, emeğe tüm iyi ve güzel şeylere düşman düzeniniz yıkılana kadar isyanımız, öfkemiz, direnişimiz bitmeyecek!

Halkevci Kadınlar