Turnikeden atlamak: Bu mücadele parti ya da iktidar tanımaz – Mustafa Eberliköse

Turnikeden atlamak: Bu mücadele parti ya da iktidar tanımaz – Mustafa Eberliköse

Yeni yıl birçok tüketim mallarına ve hizmetlere yapılan zam yağmuru ile başladı. Açlık sınırının altında bir yaşama mahkum edilen geçinemeyen milyonlar, yeni yıl hediyeleri olan zamlara karşı da direnişlerini büyüteceklerdir. Çünkü gelen zamlar alışılabilecek zamlar da değil. Zamlar karşısında tepkilerin nasıl verileceğini halkın kendi refleksleri ve toplumsal hareketler zamanla gösterecektir. Ancak zamların önümüzdeki dönem siyasal atmosferinde önemli bir belirleyen olacağı aşikar.

Yeni yılda geçinemeyen milyonların en çok belini bükecek zamlardan iki tanesi ise ekmek ve ulaşıma yapılan zamlardır. İstanbul ve Ankara gibi metropoller başta olmak üzere ekmek ve ulaşıma yapılan zamlar, yeni zamlanan asgari ücret üzerinden hesaplansa bile neredeyse bir çalışanın aylık kazancının yüzde 10’unu yok ediyor. Sadece ekmek ve ulaşım giderimiz maaşımızın neredeyse yüzde 20’sini yok ediyor.

Ankara’da geçtiğimiz günlerde EGO Genel Müdürlüğü bir açıklama yaparak yeni yılda ulaşıma zam önerisi yapacağını duyurdu. Ardından da bu öneri Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) tarafından kabul edildi. Ankara’da 5 Ocak itibariyle toplu taşıma araçlarında tam ücret 3,25 TL’den 4,5 TL’ye, öğrenci abonman ücreti ise 60 TL’den 75 TL’ye çıkarıldı.

EGO Genel Müdürlüğü’nün önerisi duyulduğunda Kızılay Metro İstasyonu’nda Halkevleri olarak bir uyarı eylemi gerçekleştirdik. Turnikelerden atlayarak yapılması planlanan zamma karşı mücadele edeceğimizi ilan ettik. Bu kadar zam yağmurunun olduğu bir dönemde bırakın zam yapmayı, ulaşımın kamusal bir hak olduğunu ve en azından işe gidiş ve dönüş saatlerinde parasız olması gerektiğini daha önce de dile getirmiştik.

Eylemimiz alkış da aldı, eleştiri de. Eleştiriler daha çok CHP’li belediyelere yönelik iktidar tarafından saldırı varken neden bu eylemi yaptığımız ya da neden Saray’ın önünde diğer zamları eleştirmediğimiz üzerine geldi. Aslında zamlara karşı bugüne kadar çok kez eylem yaptık. Bu eylemleri alkışlayanların bir kısmı da savunma refleksiyle, zamların ulaşımdaki diğer giderlerin artması nedeniyle bir zorunluluk olduğu savunusu ile eleştirdi.

Halkevleri, yıllardır “halkın hakları mücadelesi” kapsamında neoliberal politikalara direnen bir örgüt olarak öne çıkmıştır. Ulaşım da yıllardır ana direniş konularından biridir. Parasız, nitelikli ulaşımın bir hak olduğu ve kamusal bir hizmet olarak belediyeler tarafından kâr-zarar hesabı yapılmadan halka sunulması gerektiğini savunur.

Bu düşünce AKP’li belediyelere karşı olduğu kadar diğer belediyelere karşı da savunulur. İşin özü neoliberal politikalardan vazgeçilmesi talebidir. AKP’nin dışında neoliberal kent politikalarına CHP’li ya da HDP’li bir belediye devam ediyorsa ona karşı da Halkevleri itirazını yükseltir.

Millet İttifakı’nın şovunun maliyeti de emekçi halkın

Gelelim Ankara’daki ulaşım zamlarına. Zam önerisi yapılmadan önce 13 Aralık’ta Ankara Büyükşehir Belediyesi EGO 3. Bölge Yerleşkesi’nde bir tören düzenleyerek 82 yeni otobüsün hizmete başlamasını “Hasret sona eriyor. Başkent yeni otobüsleri ile buluşuyor” diyerek duyurdu. Düzenlenen tören adeta Millet İttifakı’nın şovuna çevrildi. Nitelikli ulaşım hakkını savunanlar olarak bizler için de yeni otobüslerin hizmete sokulmasında olumsuz bir durum yoktu. Ama hemen ardından önümüze bir fatura kondu: Benzine şu kadar zam geldi, yolcu sayısı bu kadar düştü… Sonuç olarak zam kaçınılmaz diyerek topu biraz da iktidara atarak zam önerildi.

Yıllar önce Melih Gökçek zamanında ulaşıma yapılan zamlarla ilgili yine Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) önünde eylem yaparken zamların geri alınması ile ilgili topladığımız imzaları vermek üzere UKOME sorumlusunun yanına çıkmıştık. Ulaşımın kamusal bir hak olduğunu anlatmaya çalışırken yetkili kişi “Evet kamusal bir hak, ama sizin kamusallıktan anladığınızla bizimkisi aynı değil. Biz kamunun maliyetlere katılmasını savunuyoruz” diyerek zamları savunmuştu.

Gökçek’in hırsızlık, haksızlık ve eşitsizliğe dayanan neoliberal kent politikalarına halk tepkisini verdi. Ankara Büyükşehir Belediyesi CHP’ye teslim edildi. Değişen ne oldu peki? Önümüze gelen faturada yine maliyetlere katılmamız isteniyor.

“Zaten iki senedir zam yapılmıyor” diye bir savunma türedi bir de. Demek ki bugün iktidar değişse zamlar yine devam edecek bu savunmaya göre. O zaman zamlara karşı Millet İttifakı boşuna muhalefet yapmasın!

Belediyeler ulaşımı toplumsallaştırmalıdır. Diğer kaynaklardan elde ettiği gelirlerle halkın ulaşım sorununu parasız ve nitelikli bir biçimde çözmelidir.

Katılımcı değil müdahil olmak istiyoruz!

Konuya ilişkin bir başka şovla devam edelim. CHP’li belediyelerin çok sevmesem de “kamunun katılımı” kavramı çerçevesinde AKP’li belediyelerden “farklılık” olarak halkın fikrini sorma vaatleri vardı. Otobüs renklerini, sokak tabelalarını halka gerçekten sordular. Peki ulaşım maliyetlerine halkın katılım göstermek isteyip istemediğini neden sormadılar? 4,5 TL ödedikten sonra bindiğim otobüsün rengi benim için ne ifade eder?

UKOME toplantısının bileşimi, zammın nereden geldiğinin en net göstergesi oluyor. ABB’nin kendi sitesinde UKOME toplantı bileşimi şöyle ifade ediliyor:

Büyükşehir belediye başkanı veya görevlendireceği kişinin başkanlığındaki toplantıya, Büyükşehir belediye başkanınca, belediyenin ulaşım ve yatırımlarla ilgili daire ve işletmeleriyle bağlı kuruluşlarından en az şube müdürü seviyesinde görevlendireceği en fazla on bir kişi, Milli Savunma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığının birer temsilcisi, Jandarma Genel Komutanlığı temsilcisi, Emniyet Genel Müdürlüğü temsilcisi, Karayolları Genel Müdürlüğü temsilcisi, Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü ve TCDD Taşımacılık Anonim Şirketi Genel Müdürlüğünün birer temsilcisi, Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürlüğü temsilcisi, Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü temsilcisi, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü temsilcisi, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı temsilcisi, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun görevlendireceği ilgili odanın temsilcisi katılır.

Ulaşım zammı önerisi olan metnin altında birçok imza gördük. Acaba bu zamma karar verenlerin kaç tanesi toplu ulaşım araçlarını kullanıyordur? Toplu taşıma kullanan halkın temsil edilmediği toplantılarda, halkın kullandığı toplu taşımanın fiyatı belirleniyor.

Biz Ankara’da yaşayanlar olarak kentin yönetimine “katılımcı” değil “müdahil” olmak istiyoruz. Bunun da siyasi şovlara malzeme olması değil gerçek bir hak olarak kazanılması zorunlu olduğunu biliyoruz. O yüzden Halkevleri zamlar gelmeden müdahil olabilmek için müdahale ediyor. Zam geldikten sonra da edecek.

Ulaşım hizmetleri toplumsallaştırılmalıdır!

Neoliberal kent politikalarına karşı mücadele temel kamusal hizmetlerin metalaştırılmasına karşı bir mücadeledir. Ucuz ve sağlıklı ekmek mücadelesidir. Nitelikli ve parasız ulaşım mücadelesidir. Bu mücadele parti ya da iktidar tanımaz. Uygulayan kimse ona karşı mücadele edilir. Değiştirmek, dönüştürmek devamı sağlamakla değil, kolektif ve demokratik biçimde üretim araçlarının ve kamusal hizmetlerin toplumsallaştırılması ile olur.

Ezcümle ulaşım kamusal bir haktır. Artan kiralar nedeniyle zaten şehir merkezlerinde oturma şansı kalmayan geçinemeyenler için elzem bir haktır. İnsanların işe gidip gelmesi, sosyal hayata karışması için ulaşıma hizmetleri zorunludur. Dolayısıyla ulaşım hizmetleri toplumsallaştırılmalıdır.

Belediyeler temel kamusal hizmetleri toplumsallaştırma yerine metalaştırıyorsa ve önümüze metalaşmanın aygıtları olarak turnikeleri koyuyorsa o turnikelerden atlamak haktır. Turnikelerden de atlarız, Saray’ı da rahatsız ederiz, Meclis’e de gideriz.

Halkevleri Genel Sekreteri Mustafa Eberliköse